Bismillahirrahmanirrahim…
Komşularla ilişkilerin “dengeli dış politika, dinamik diplomasi ve akıllı etkileşim” şeklinde geliştirilmesi, İran İslam Cumhuriyeti politikasının önemli önceliklerindendir. Bu meyanda, Türkiye Cumhuriyeti komşuluktan ileri gelen özel konumu itibariyle seçkin ve özel bir yere sahiptir. İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti, jeopolitik konumları, Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında köprü ve bağlantı noktası olmaları, açık denizlere erişim, Batı-Doğu ve Kuzey-Güney transit koridorları üzerinde yer almaları nedeniyle üstün avantajlara sahip bölgenin iki önemli aktörüdür. Bu önemli husus, iki ülke arasındaki işbirliği ve sinerjiyi kolaylaştırmaktadır.
Tahran-Ankara arasındaki ilişki tarih kadar eskidir. İki ülke halkı kültürel, tarihi ve dini birçok ortak noktaya sahip. İki ülke dünyanın büyük imparatorluklarından biri olarak, ticaretin sürdürülmesi, dünya düzeninin kurulması ve İslam medeniyetinin sömürgecilerin işgaline karşı korunmasında önemli rol oynamıştır. Seyahatnamelere baktığımızda sınırın her iki tarafındaki yazıtlarda İran ve Osmanlı edebiyatının izlerini ve kazanımlarını açıkça görebiliriz. 7. yüzyılın büyük şairi ve mutasavvıfı Mevlana’nın halklarımızın ortak manevi mirası ve birleştirici bağı olan eserleri ve düşünceleri bu konuda sayısız örneklerden yalnızca birisidir.
REİSİ’NİN TÜRKİYE ZİYARETİ
Ayetullah Reisi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni ziyareti, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın daveti üzerine ve İran İslam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 8. Toplantısı’na katılım sağlamak amacıyla gerçekleşiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ziyareti, Batı Asya bölgesini sayısız gelişmelerin merkezine yerleştiren çok hassas bir dönemde gerçekleşiyor. Bu ziyaret çerçevesinde Müslüman, dost ve kardeş iki ülke liderleri, ikili ilişkilerde öne çıkan önemli ve ilgi duyulan konuların yanı sıra bölgesel ve uluslararası meseleleri ele alarak görüş alışverişinde bulunacaklardır. Bu ziyaret, kesinlikle, iki ülke liderlerinin, ilişkileri tüm alanlarda geliştirmeye dönük güçlü arzusu ve kararlılıklarının bariz bir tezahürüdür.
SINIR İLLERİNDE TİCARET
Biz, komşu iki ülke arasındaki münasebetleri, ikili ilişkiler alanında ayrıcalıklı ve dostane olarak görüyor, İran İslam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin sadece ikili ilişkiler düzeyinde değil, bölgesel ve küresel boyutta da olumlu kazanımlar ve sonuçlar doğuracağına, dolayısyla da kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesi ve dostane işbirliğinin güçlendirilmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. İran ve Türkiye arasında ticari ve ekonomik alanlardaki alışverişlerin geliştirilmesi planlanlanmıştır. Bu, iki ülkedeki potansiyel kapasitelerin çok yüksek olması nedeniyle ulaşılması mümkün bir hedeftir. Ancak, mevcut ticaret hacmi ile iki ülkenin kapasite ve imkanları arasında ciddi bir fark söz konusu. Bu önemli hedefe ulaşmamızda mevcut engellerin tespiti, gerekli yazılım ve donanım altyapısının sağlanması, alınan kararlar ve anlaşmaların uygulanması, her iki taraf için zorunludur. İki ülkenin sınır illeri arasında işbirliği, ticaret, sanayi, tarım, sağlık, bilim, kültür, gümrük, yeni teknolojiler, sınır pazarları, serbest ticaret bölgeleri, bölgesel taşımacılık ve güvenlik alanlarında işbirliği, ikili ilişkilerin geliştirilmesinde en önemli konular arasında yer almaktadır.
TERÖRLE MÜCADELE
Enerji alanında işbirliği, iki ülkenin ekonomik ilişkilerinde önemli bir avantajdır. İran İslam Cumhuriyeti halihazırda Türkiye’nin en önemli doğal gaz tedarikçilerinden biri olup, iki ülke arasındaki doğalgaz boru hattı 2001 yılından bu yana ülkelerimiz arasında sürdürülebilir ekonomik işbirliğinin önemli sembollerindendir. Bu işbirliklerinin sürdürülmesi, güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesine iki tarafca vurgu yapilmakta ve önem atfedilmektedir. Bölgedeki iklim değişiklikleri, iklim koşulları ve kuraklık dikkate alındığında, İran İslam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında çevre ve özellikle de ortak su kaynakları alanında etkileşim ve işbirliğinin zorunlu olduğunu değerlendiriyoruz. Hemen belirtelim ki, İran İslam Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti bölgede ortak zorluklar ve sorunlarla da karşı karşıyadır ve bu durum bu iki bölgesel güç arasında daha fazla işbirliği ihtiyacını daha belirgin hale getirmektedir. Sınır güvenliği sorunları, terörün her türlüsüyle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçlar, bölge ötesi unsurların müdahalesi sonucu oluşan savaşların yol açtığı göçmen meselesi, emperyal güçlerin dikte ettiği bölücü hareketler, bölge ülkelerine dayatılan savaşların ve kaosların beraberinde getirdiği sonuçlar bu zorluklardan bazılarıdır.
GAZZE HALKINA DESTEK
İran ile Türkiye arasında özellikle de işgalci Siyonist rejiminin Gazze’ye saldırmasından sonra öne çıkan işbirliği alanlarından biri de; mazlum Filistin halkına destek olmak, İsrail apartheidına karşı koymak için İslam ülkeleri arasındaki entegrasyonu güçlendirmek ve bu rejimin insanlığa karşı işlediği suçların, masum çocuklar ve kadınlara karşı giriştiği soykırımın durdurulmasını takip etmektir. Mazlum Gazze halkına ve kutsal Filistin davasına destek olma konusunda ağır bir sorumluluğa sahip İslam dünyasının iki önemli ülkesi, kuşkusuz bu tarihi ve insani görevi fikir birliği ve iş birliğiyle daha iyi yerine getirebilirler.
DOST VE BÜYÜK PARTNER
Bugün Batı Asya bölgesi, Kafkasya ve Fars Körfezi’nde iki güçlü ülke konumunda olan İran ve Türkiye, iç istikrar ve güvenlik modelini tanıtıp hayata geçirmek ve kurumsallaştırmak ve birleştirici politikalara odaklanmak suretiyle bölgesel düzeni bozucu unsurların varlığına ve rolüne ilişkin alanı daraltabilirler. Suriye’de barış ortamının yaratılması için Astana süreci, Kafkasya’da barışın tesisi ve iş birliğinin gelişletilmesine yönelik 3+3 platformu ve Fars Körfezi’ndeki üçlü ve çok taraflı işbirliği gibi ortak çalışmalar, bölgede iki ülke arasındaki işbirliği ve sinerji alanlarına verebileceğimiz örneklerden yalnızca bir kaçıdır. Sözlerimin sonunda ifade etmeliyim ki, İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’ni dost ve büyük bir partner olarak görmenin ve bu ülkeye komşuluk siyaseti çerçevesinde işbirliği için kendi dış politikasının ilk halkasında yer vermenin yanı sıra, iki ülkenin, işbirliğini çeşitli alanlarda ve boyutlarda geliştirip sürdürebileceğine inanmaktadır. Bölgesel krizler ve çözümler konusunda da iki ülke arasında iyi bir işbirliği kurulmuş olup, bu alanda bu işbirliklerinin daha da geliştirilmesi için gerekli hazırlıklar yapılmış ve yapılmaktadır.